Kayıtlar

Aralık, 2005 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Londra, Avrupa'nın Başkenti; Ama Orası Avrupa Değil Ki!

Resim
Avrupa’nın Başkenti! Ama Orası Avrupa Değil Ki, Başka Bir Yer!! Avrupa’nın başkenti demek yanlış olmaz herhalde. Ama Avrupa’nın hiçbir kentine de benzemiyor, sanki Avrupa’da ama Avrupa’ya ait değilmiş gibi! Zaten öyle bir ayrım var ya, Ada ve Kıta diye. Çok kısaca; İngiliz’den çok yabancının yaşadığı bir kent; bu kadarını hayal etmiyordum. Tam bir festival, hareket kenti. Yaşam çok hızlı akıyor. Eğlencenin hiç durmadığı kent. Publar İngilizler nasıl bu kadar mutlu olabiliyor? Herhalde yanıtlardan biri de pub kültürü. İş çıkışı puba uğramak 2 tek atıp eve gitmek rutinin bir parçası. İki tek attıktan sonra yüzünüzde bir gülümseme olması da normal!! Şaka bir yana, İngilizler cidden neşeli olmayı, rahat olmayı içtikten sonra çok iyi beceriyorlar, cidden de iyi içiyorlar!! Publardaki muhabbet ortamı kahkahalar gayet yüksek volümde. Publar genelde 23’e kadar açık, 23'ten sonra ruhsatı olmayanlar kapatıyor. Publar kapandıktan sonra clublar devreye giriyor. Clublar inanılmaz. Bi

Roma, Yüreğimin Yeni Başkenti!

Resim
Yüreğimin Yeni Başkenti/İtalya Hiç ummadığım yer favori şehrim oldu. Evet, Roma. Roma’nın büyük bir medeniyetin merkezi olduğunu biliyordum ama hep Paris ve Barselona sıralamamda en üstlerde yer aldı. Ta ki Roma’yı görünceye kadar. Olay sadece Roma’nın dışsal görünüşüyle ilgili değil, başka şeyler de var işin içinde ama nedir bunlar tam açıklayamıyorum. Herhalde İtalyanları diğerlerinden çok daha yakın hissettim kendime. En son diyeceğim şeyi en başta söyleyeyim de gereksiz yere kasmayayım: Londra’dan sonra Roma sıralamada ikinciliğe yerleşti. Bir kere niçin bir İtalyan modası olduğunu sokakta yürürken bile anlıyoruz. Herkes kadınıyla erkeğiyle ve yaşlısıyla genciyle “şekil, tarz”. Roma, Floransa sokakları bakımlı, şık insanlarla dolu. İtalyanları Londralılardan ayıran İtalyanların standart bir giyim tarzının olmaması; farklı giyim tarzlarını aynı anda görebiliyorsunuz; ama İngiltere’de bir şey moda olduğunda herkesin üzerinde onu görürsünüz; bir örnek, herkes atkısını aynı şekilde

Brussel/Bruksel

Resim
Hollanda’dan Belçika’ya geçtiğinizde birden ülke değiştirdiğinizi anlıyorsunuz, herhangi bir sınır işareti görmeseniz de “burası Hollanda değil” rahatlıkla diyebilirsiniz, dağınıklık, çirkin yapılaşma vs. Brüksel büyük bir şehir, 10 milyona yakın nüfusu var. 1 milyona yakın Müslüman nüfus ile tam bir uygarlıklar kardeşliği. Avrupa’nın başkenti. Başlıca AB organları ve NATO burada. Burada bulunuş nedenim de bir AB egitim toplantısı zaten. İki resmi dil var Fransızca ve Dutch. Her şey, sokak isimleri dahi iki dilde yazılmış, yani bilmem ne lane/avenue yazıyorlar. Zaten Hollanda ile niye ayrılmışlar: din yüzünden, Belçikalılar Katolik, Hollandalılar Protestan (Feylesof La Altuğ bu konuda keskin görüşlere sahip, kendisinden yararlanabiliriz!) Protestanlar kapitalizmi daha iyi kıvırıyorlar. Hollanda ile Belçika’yı karşılaştırınca bunu görüyorsunuz. Şehrin merkezinde/kalbinde Grand'Place (Grote Markt) var. Turunuza buradan başlayın, hiç vaktiniz yoksa sadece burasıyla kendinizi sınırlaya

Den Haag, The Hague, Lahey veya her neyse!

Resim
Hollanda için ne anlatılabilir? (Nisan 18 - Haziran 4, 2005) Hollanda’ya bir kez sonbaharın sonuna doğru gitmiştim, hava yağmurlu olunca çok keyif almak gibi bir şey olmuyor tabi, şimdi ise ilkbahar ve ben yine Hollanda’dayım, güzel hava ve değişik ortamla birlikte her şey çok daha güzel oluyor. Güzel hava derken Türkiye’nin baharıyla karşılaştırmamak gerekiyor tabi. Güneş de oluyor ama hava hep serin, ve yanınızda mutlaka bir yağmurluk tarzı bir şey bulundurmanız gerekir. Hava akşam saat 10’dan sonra kararıyor, bu da tabi çok güzel bir şey, ama siz gündüz olduğunu düşünürken vücudunuz buna izin vermiyor, niçin bu kadar yorgunum diyorsunuz oysa sabah erken kalkmışsanız çoktan vücut kendisini korumaya alıyor. Zaten hava kararmasa da Hollandalılar aksam saat 6’dan sonra sokaklarda olmuyor, onlar normal bizdeki gibi hava kararmış farz edip evlerinin yolunu tutuyorlar. 6.30 yemek saatleri ve o saatte herkes evde olmak için bisikletlerle koştura koştura evlerine gidiyor (Çin’den sonra kişi

Barselona

Resim
Gecenin 3’ünde Sant Joan’da Ryain Air otobüsünü beklerken bir bankta yazıyorum bu yazıyı. Barselona, biz gönlünde her zaman romantizmi barındıranlar için gidilecek belli başlı şehirlerden olmuştur, tabi Barselona'yi görmeden önce! Belki geldiğim dönem çok güzel bir dönem değildi, ama ne olursa olsun, idealize etmiş, kafamda yaratmış olduğum Barselona ile, karşılaştığım Barselona’nın birbirine çok da benzemediğini söylemeliyim. Ama şu kesin ki, kasım döneminde Avrupa’da tatil yapmayı düşünüyorsanız, bu yer Avrupa'nın güneyi, Akdeniz olmalı. Londra’dan sonra, Barselona’ya vardığımızda bizi karşılayan ve orada kaldığımız sürece bize eşlik eden güneş harikaydı, teşekkürler Ra. Barselona’ya nereden başlamalı; tabii ki La Ramblas sokağından; bizim İstiklal Caddesi’nin benzeridir, ama tabii ki çok daha düzenlisi; çiçekçileri, kafeleri, ressamlarıyla çok canlı bir sokak. Burada mutlaka yürüyeceksiniz, çünkü ana cadde bu. Cadde’nin deniz tarafında başlangıç yerinde Christhoph Colomb

Akdenizlilerin Elinin Degdigi Bir Kuzey Avrupa Kenti/ Aachen (Almanya)

Resim
Almanya-Hollanda sınırında küçük bir kent, ama yakın da olsa kültür bir ülkeden diğerine nasıl da değişiyor, tabi ki kastettiğim uçurumlar değil. Başka bir ülkeye gidiyorsunuz ama gümrük yok, hiçbir şey yok, sadece hoş geldiniz tabelası görüyorsunuz. Alemannia Aachen, çok güzel küçük bir kent. Ona zaten aşinalığımız var, Mustafa Denizli zamanında A. Aachen futbol takımını çalıştırmış, ilk 5-6 hafta da çok başarılı olmuştu. O zamanlar ikinci ligdeydi, şimdi de 2. ligde ama sanırım tam bir kent takımı, fanları fanatik. Renkleri her yerde var, sarı siyah ve şehir içinde de kulüp mağazası var. Aachen büyük sanayi devlerinin olduğu bir yer aynı zamanda, çok iyi ve büyük bir teknik üniversitesi de varmış. Ayrıca ikinci dünya savaşı sonrası yeni Avrupa’nın oluşturulmasında pek çok toplantı burada yapılmış vs vs. Bunlar ne kadar önemli bir kent olduğunun gösterge niteliğindeki verileri Tabii bizim bu propagandalarla işimiz olmazJ, biz gelelim asıl meselemize. Güzel memleket mi, görmeye değer m