Karayipler

Cennete Gittik Geldik- yok bunun otesi!

Kuba hayalimiz vardi, hep de var olacak Castro oldugu muddetce. Tabii, Cuba ne kadar CUBA tartisilir artik; ama iste ozlemi her daim mevcut icimizde. Amerika’ya kadar gelmisken Kuba’ya gidemiyoruz, bari bir komsusuna, Karayipler’deki Porto Riko’ya gidelim dedik. ABD Kuba’ya ambargo uyguladigi icin ABD’den direkt Kuba’ya gidemiyorsunuz, ancak baksa bir ulkeye gecip onun uzerinden Kuba’ya gidebilirsiniz. Donuste pasaportunuzda Kuba muhru gorunce bu da problem oluyormus galiba, ama Castro bunun da caresini bulmus, pasaportlara muhur bastirtmiyormus:)

Neyse, bizim olayimiz Porto Rico; Amerikan bolgesi sayiliyor ve ayri bir ulke gibi de degil; yani biraz karisik bir durum. Amerikan eyaleti olmak icin yapilan referandumlar hep basabas sonuclaniyormus, su ana kadar amerikan karsitlari kazanmis..

Kucuk Amerika diyelim oraya! Bu bize hic de yabanci degil! Kuba’ya niyet, Porto Riko’ya kismet diyelim; oyle oldu bizim durumumuz.

Ilk once Karayipler hakkinda biraz cografya bilgisi!! Hep Karayipler denir durulurdu ama haritadaki yerini bile bilmezdim. Bunu dusununce buraya bir harita koymak sart oldu..
Iste Porto Riko bu 7 Karayip adasindan biri.


Porto Riko, nufusunun yarisini ABD’ye goc vermis; 2 milyona yakin porto rikolu ABD’de yasiyor. Ve bir Porto Riko mafyasi mevcutmus New York’ta. Tabii ABD’de ‘en alttakiler’i olusuturunca geriye donusler baslamis.

Baskent San Juan ve biz de San Juan’a gittik.

Ocak ayinin 3’unde Boston’in sogugundan kazaklar, paltolar giyinmis vaziyette havaalanina gittik; Atlanta aktarmali 10 saatlik bir yolculukla Porto Riko yazina vardik. Atlanta’ya kadar olan yolculugumuzun ilk kisminda ucaktaki herkesin elinde kitap varken, Atlanta’dan yaptigimiz aktarma ile bindigimiz Porto Riko ucaginda bu tur aliskanliklari olmayan memleketim benzeri bir memlekete gittigimizi fark ettik:) Ucakta muzik dinlemek veya film seyretmek icin kulakliklari satin alma gerekliligi de ayri bir ilginclik!

San Juan’a vardik. Otelimiz Caribbean Hilton. Porto Rico’nun ilk uluslararasi oteli ve bizim İstanbul Hilton’la ayni donemlerde acilmis; uluslararasi bir proje yarismasi sonrasinda bugunku oteli yapmislar. Ilk otele ilave yeni bir bina yapmislar (New Tower); giderseniz bu yeni yapida kalmak istediginizi soyleyin!

Otelin kendi ozel plaji var ve bu plaj cok guzel. Iste bu guzelligi ve konforu bizi otele cakili birakti. Her zaman elestirdigim “otele cakili kalma” olayini bu kez ben yaptim. Tabii bu biraz da dinlence tatili idi, sinavlar bitmis, kafa yorgun; cok da hareket aramiyor insan.



Otelde cakili kalinca pek de porto rikolu tanima firsatimiz olmadi. Otel tamamen amerikali doluydu. Porto rikolu olarak gorduklerimiz sadece garsonlardi.

Tatilden 2-3 hafta once globallesme ile ilgili bir derste amerikadan kalkip Bahama’lara giden bir grup amerikalinin gorduklerinin (gunes, plaj, bikinili kizlar, dans vs) bir plan arkasina, onlara hizmet eden garsonlarin hayati araciligi ile yoksullarin hayatina gecis yapiliyordu. Amerikalilar ne de aptal gorunmustu gozume; oysa su anda o filmdeki amerikalilarin arasindayim ve porto rikolu garsondan icki istiyorum.. Cok dusunmemek lazim, tatildeyim deyip olayimi mesrulastirayim!!

San Juan tam bir kent; buyuk yapilar ve otellerle dolu. Yapilarda estetik yok. Insan elinin degdigi yerler cok kotu; ya insan elinin degmedigi yerler!! Oralar ise cennetlik. Cennete gitmis oluyorsunuz. Bunun otesi yok diyorsunuz. Yani cennetligiz.

Bu da kaldigimiz otelin penceresinden San Juan'a bir bakis. Goruldugu gibi insanoglunun eli degince ortaya cikan da bu oluyor; keske degmez olaymis!


Deniz inanilmaz guzel; hemen kiyida onlarca cesit rengarenk balikla birlikte yuzmek ayri bir zevk. Denizin rengi sizi alip goturuyor. Billur gibi bir su ve rengarenk baliklar.


Porto Riko denince akla gelen seylerin basinda Pino Colado gelir. Hindistan cevizi, ananas ve romdan yapilan bir kokteyl. Bu arada Bacardi Porto Rico’nun dunyaca bilinen rom markasidir. Rom fabrikasina turistik geziler duzenlenmektedir.

Bu kokteyli 50’li yillarda bulan Hilton’un barmeniymis, sorduk hayatta mi diye; ama vefat etmis! Pino Colado romsuz sekilde sokaklarda da satiliyor, bizim ayran benzeri bir misyonu var, serinlemek icin birebir.

San Juan’da Old Town sehrin eski yapilarinin korundugu turistik merkez; guzel restaurantlar ve barlar mevcut; sadece cumartesi aksami kalabalik oldugunu soylemeliyim; diger aksamlar sessiz sayilirlardi. Genelde insanlar otellerinde eglenmeyi tercih ediyor herhalde. Tabii otellerin pek cogunun kumarhanesinin oldugunu, dolayisiyla musterilerin otellerinden pek de ayrilmak istemediklerini dusunebiliriz:)

Restaurantlarda fiyatlar Boston fiyatlarina yakindi.
Erkekler icin soyleyebilecegim, gelecek yillarda da Porto Riko’nun dunya guzellik yarismalarinda Venezuella ile yarismaya devam edecek olmasidir. Kadinlara soyleyecegim ise, Ricky Martin gibi bir kisinin Porto Riko’dan herhalde 50 yilda bir ciktigidir. Yani kadinlar bakimli, hos ve guzel; erkekler bakimsiz ve sinif disi.. Yani Ricky Martin gibi bir delikanli umup giderseniz buyuk hayal kirikligi yasarsiniz.

Porto Riko’da yapmaniz gereken en guzel sey katamaran turu almak olacaktir. Beyaz buyuk yelkenleriyle bindigimiz katamaran bizi issiz, beyaz kumlu bir aday goturdu; dedik biz olduk ve cennete gittik herhalde. 'Issiz bir adada tek basiniza kalsaniz' diye bir soruya baslansa benim aklima bundan sonra burasi gelecek herhalde. Sinorkel ile birlikte yaptigimiz dalislarda sualtina asik olduk! Hic gormedigimiz renklerde, renklerin binbir cesidinde baliklar… Ne guzel bir arada yasiyorlar diyorsunuz; onlar benden korkmuyorlar; biz (ben) korkuyoruz. Bi keresende bi balik surusunun arasinda kaldim; korkudan ne yapacagimi sasirdim.. Sizden kacmiyorlar, tabii ki insan gibi yuzerseniz:)
Yoktur birbirimizden farkimiz, hepimiz latiniz! Latin amcamin Anadolu'da bir kir kahvesinde oturan amcamdan bir farki var mi? Sicaklik ayni sicaklik; poz verirkenki tebessumu dil, din, irk vs bilimum ayriligi ortadan kaldirip gonlunuzun icine direkt nufuz ediyordu. Demek ki guzel insan her yerde guzel insan!

Bu da son gun kesfettigimiz salas bir balikcinin dunya tatlisi patronu, ascisi, garsonu! Otelin hemen yanibasinda kucuk bir retorant. Son gecemizde akil ettik gitmeyi. Otel musterilerinin pek gitmedigi bir yer, daha cok porto rikolular gidiyor; patronu dunya tatlisi dedik, abartmadik bunu derken. Restorant salas ama cok cok temiz.

Devam edecegiz yazmaya; yazacak anlatacak cok sey var!

Yorumlar

ak dedi ki…
merhaba, güzel geziyorsunuz, yaşamın tadını çıkarın bakalım çünkü ölüler gezemez.
merhaba, sevgilimle bu yaz başı seyyah bir yaşama başlama planları yapıyoruz afrika üzerinden karayiplere gideceğiz ilk olarak, blogunuzda mail adresi aradım fakat bulamadım bana ulaşırsanız belki sizden işimize yarayacak şeyler öğrenebiliriz.
şimdiden teşekkürler, selamlar
Unknown dedi ki…
aralıkta gidiyorum..umarım güzel yazılarla geri dönerim...
yetkin dedi ki…
dostum, gezilerin ve yazıların hiç bitmesin.
yetkin dedi ki…
Dostum, gezileriniz ve yazılarınız hiç bitmesin.
Yetkin Abü'm çok teşekkürler. Umarım beraberce de gezilerimiz olur.

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Hiçbir şey yapmamanın tatlılığı”/Güney İtalya

Güney Fransa, Cannes, Nice, Monte Carlo

Den Haag, The Hague, Lahey veya her neyse!